Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.
Son 24 saatte Gazze'deki hastanelere 130 ölü ve 495 yaralının getirildiği kaydedildi.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 58 bin 895'e, yaralı sayısının da 140 bin 980'e çıktığı aktarıldı.
İsrail ordusunun 19 Ocak'ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart'tan beri Gazze'ye düzenlediği saldırılarda ise 8 bin 66 kişinin yaşamını yitirdiği, 28 bin 939 kişinin yaralandığı bildirildi.
Ayrıca 27 Mayıs'tan bu yana İsrail-ABD güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı" tarafından sözde insani yardım adı altında kurulan dağıtım bölgelerinde Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılarda 922 kişinin öldürüldüğü, 5 bin 861 kişinin yaralandığı kaydedildi.
Gazze Şeridi'nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu belirtiliyor.
İsrail ordusunun, sabahtan bu yana Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 94'ü insani yardım bekleyen Filistinliler olmak üzere 132 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
Filistin haber ajansı WAFA'nın sağlık kaynaklarından aktardığına göre, İsrail ordusu, yardım bekleyenler dahil olmak üzere Gazze Şeridi'nin farklı noktalarına saldırılar düzenledi.
Sabahtan bu yana insani yardım alabilmek için bekleyen sivillere yönelik saldırılarda 94 Filistinlinin öldüğü, bunlardan 81'inin Gazze'nin kuzeybatısındaki Sudaniye bölgesinde kaydedildiği aktarıldı.
Son saldırılarla birlikte Gazze genelindeki ölü sayısının 132'ye yükseldiği vurgulandı.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Sabah saatlerinden beri Gazze Şeridi'nde yardım alabilmek için bekleyen sivilleri hedef alan saldırıların ardından hastanelere 73 kişinin cansız bedeni, bazılarının durumu kritik olmak üzere 150'den fazla da yaralı getirildi. Hayatını kaybedenlerin 67'si Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki saldırılardan." ifadelerine yer verildi.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada ise İsrail'in Gazze'de açlığa mahkum ettiği insanları yardım dağıtım noktalarında katletmeye devam ettiği vurgulandı.
Açıklamada, 27 Mayıs'tan bu yana insani yardım alabilmek için toplanan Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılarda öldürülenlerin sayısının 995'e, yaralıların sayısının da 6 bin 11'e ulaştığı kaydedildi.
Öte yandan hastane kaynakları ise İsrail bombardımanı altındaki Gazze Şeridi'nde kısıtlı imkanlarla hizmet vermeye çalışan hastanelerin aynı anda onlarca yaralıyı kabul etmek zorunda kaldığını aktardı.
İsrail'in 22 aydan beri sürdürdüğü bombardıman ve abluka nedeniyle hastanelerde malzeme bulmakta büyük zorluk çekildiğini vurgulayan kaynaklar, Gazze Şeridi'nde hizmet vermeye gayret eden hastanelerdeki durumun "felaket" boyutunda olduğunun altını çizdi.
Filistinlilere ateş açıldığını itiraf eden İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyinde insani yardım almak için binlerce Filistinlinin toplandığının tespit edilmesinin ardından sözde "acil tehdidin ortadan kaldırılması amacıyla uyarı ateşi açıldığını" ileri sürdü.
İsrail ordusu, hayatını kaybeden ve yaralananların sayısının ön incelemedeki bildirilen kayıp sayısıyla uyuşmadığını savunarak olay hakkında soruşturmanın devam ettiğini belirtti.
Filistin resmi ajansı WAFA'nın sağlık kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, İsrail ordusu Gazze kenti ile kuzey bölgelerine saldırılar düzenledi.
Gazze kentinin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan Gölü çevresi İsrail ordusuna ait insansız hava araçlarıyla (İHA) hedef alındı. Saldırıda 3 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusunun Gazze kenti ve kuzey bölgelerinde farklı noktalara düzenlediği saldırılarda da 3 Filistinli öldürüldü.
Ayrıca Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi'nde Filistinlilere ait bazı evler İsrail ordusu tarafından havaya uçuruldu.
İsrail ordusu top atışlarıyla Gazze kentinin doğu bölgelerini bombaladı.
İsrail donanmasına ait savaş gemileri de Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un batısında Filistinli balıkçılara ateş açtı.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne yoğun saldırılarını sürdürürken son 24 saatte bölgeye 75 hava saldırısı düzenlediği duyurdu.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ne karadan ve havadan şiddetli saldırıların yoğun biçimde sürdüğü ifade edildi.
Açıklamada, İsrail hava kuvvetlerinin son 24 saatte Gazze Şeridi'ne düzenlediği yaklaşık 75 hava saldırısında, askeri tesislerin ve altyapının hedef alındığı ileri sürüldü.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, "açlık öldürüyor" başlığıyla yaptığı açıklamada, açlık ve yetersiz beslenme sonucu hayatını kaybedenlerle ilgili güncel sayıları paylaştı.
Açıklamada, Gazze'de son 24 saat içinde açlık sebebiyle 18 kişinin hayatını kaybettiği, böylece 7 Ekim 2023'ten bu yana açlık ve yetersiz beslenmeden ölen kişi sayısının 76'sı çocuk olmak üzere 86'ya çıktığı kaydedildi.
Açlıktan ölümlerin "sessiz katliam" olarak nitelendirildiği açıklamada, Gazze'ye gıda ve ilaç girişi için sınır kapılarının derhal açılması istendi.
Gazze Sağlık Bakanlığı 18 ve 19 Temmuz'da peş peşe yaptığı açıklamalarla, her yaştan çok sayıda Filistinlinin açlık nedeniyle aşırı yorgunluk ve bitkinlik haliyle hastanelere başvurduğunu duyurmuştu.
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Gazze'de yaşananların, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana işlediği cinayet, kasten aç ve susuz bırakma, etnik temizlik ve soykırım suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, "İşgal (İsrail) hükümeti, savaş suçlusu Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğinde, bu insani trajediyi kasıtlı ve bilinçli olarak derinleştiriyor. Uluslararası toplum, bu soykırımı durdurmak için acilen harekete geçmeli." ifadelerine yer verildi.
Refah Sınır Kapısı'nda bekletilen binlerce ton insani yardıma işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Dünya ve vicdan sahibi herhangi biri, Gazze'de insanlar açlık ve hastalıktan ölürken, Refah Sınır Kapısı'nın arkasında binlerce ton yardımın bekletilmesini nasıl kabul edebilir?"
Açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki nüfusun büyük çoğunluğunun, 140 gündür süren sıkı kuşatma ve İsrail'in ilan ettiği açlık politikası nedeniyle kitlesel bir ölüm riskiyle karşı karşıya olduğu vurgulanarak, "Yetersiz beslenme nedeniyle 70'ten fazla çocuğun hayatını kaybetmesine uluslararası toplum nasıl sessiz kalabiliyor?" ifadeleri kullanıldı.
Gazze Şeridi'ndeki Filistin hükümeti, bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in 2,4 milyonluk nüfusa karşı yürüttüğü kasıtlı aç bırakma politikası ve 140 günü aşkın süredir tüm sınır kapılarını kapalı tutması nedeniyle "Gazze'nin toplu ölümlerin eşiğinde" olduğu uyarısında bulunmuştu.
İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de katliam, aç bırakma, yıkım ve zorla yerinden etmeye dayalı bir savaş yürütüyor. Tel Aviv yönetimi, Uluslararası Adalet Divanı'nın bu saldırıları durdurmaya yönelik karar ve çağrılarını ise görmezden gelmeye devam ediyor.
Hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Gazze'deki insani durumun "ciddi ve acil" olduğu vurgulanarak, "İşgalin, 140 günü aşkın süredir tüm sınır kapılarını kapatması sonucu Gazze, kitlesel ölümlerle karşı karşıya." denildi.
Açıklamada, İsrail'in Gazze'ye insani yardım, gıda, ilaç, bebek maması ve yakıt girişini sistematik biçimde engellediği, bunun da temel ihtiyaçların tükenmesine yol açtığı kaydedildi.
Gazze'nin, 1,1 milyonu çocuk olmak üzere 2,4 milyon insanın maruz kaldığı "soykırım, katliam ve yaygın açlık nedeniyle benzeri görülmemiş bir insani felakete doğru sürüklendiği" vurgulandı.
"Dünya, Gazze'nin açlık ve soykırımla yok edilmesini hiçbir şey yapmadan izliyor." ifadesine yer verilen açıklamada, Filistin topraklarının bu bölgesinin "modern tarihin en büyük kitlesel katliamıyla" karşı karşıya olduğu vurgulandı.
Gazze'deki Filistinliler artık temel geçim kaynaklarına erişemez hale geldi. Özellikle ekmek yapımında kullanılan un tamamen tükenirken, karaborsada az miktarda bulunan unun fiyatı da hızla yükselerek halkın büyük bölümü için ulaşılmaz hale geldi.
İsrail, 2 Mart 2025'ten bu yana Gazze Şeridi'ne açılan tüm sınır kapılarını kapatarak, gıda ve tıbbi yardım girişini engelledi. Bu durum, Şerit genelinde kıtlığın hızla yayılmasına neden oldu.
Gazze Sağlık Bakanlığı dün akşam, her yaştan çok sayıda Filistinlinin açlık nedeniyle aşırı yorgunluk ve bitkinlik haliyle hastanelere başvurduğunu duyurmuştu.
Gazze Sağlık Bakanlığı, dün yaptığı bir başka açıklamada, Gazze Şeridi'nde "temel gıda maddelerinde ciddi kıtlık ve yaygın yetersiz beslenme" yaşandığını, ancak bu durumu tedavi edecek tıbbi kaynakların tamamen tükendiğini bildirmişti.
Gazze Hükümeti Medya Ofisi ise 18 Temmuz'da yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'ten bu yana yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden çocuk sayısının 69'a, gıda ve ilaç eksikliği nedeniyle yaşamını yitiren toplam Filistinli sayısının ise 620'ye yükseldiğini duyurmuştu.
İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de katliam, açlık, yıkım ve zorla yerinden etmeye dayalı bir savaş yürütüyor. Uluslararası Adalet Divanı'nın bu saldırıları durdurmaya yönelik karar ve çağrılarını ise görmezden gelmeye devam ediyor.
ABD destekli bu soykırım sürecinde, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 199 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti veya yaralandı, 9 binden fazla kişi kayboldu. Yüz binlerce kişi evlerinden edildi ve artan kıtlık, çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açtı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, "Gazze Şeridi'ndeki tüm ambulanslar, İsrail'in sürdürdüğü soykırım nedeniyle derinleşen kıtlık ve sağlık sistemindeki çöküşe karşı ortak bir uyarı ve acil yardım çağrısı olarak sirenlerini çalmıştır." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, ambulansların bu sembolik eylemiyle uluslararası topluma, yaşanan insani felakete karşı sessiz kalmamaları yönünde güçlü bir mesaj verildiği belirtildi.
Gazze Şeridi'ndeki Filistin hükümeti, İsrail'in 2,4 milyonluk nüfusa karşı yürüttüğü kasıtlı aç bırakma politikası ve 140 günü aşkın süredir tüm sınır kapılarını kapalı tutması nedeniyle, bölgenin "toplu bir ölümün eşiğinde" olduğu uyarısında bulunmuştu.
Hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Gazze'deki insani durumun "ciddi ve acil" olduğu vurgulanarak, "İşgalin, 140 günü aşkın süredir tüm sınır kapılarını kapatması sonucu Gazze, kitlesel ölümlerle karşı karşıya." ifadeleri kullanılmıştı.
Açıklamada, İsrail'in Gazze'ye insani yardım, gıda, ilaç, bebek maması ve yakıt girişini sistematik biçimde engellediği, bunun da temel ihtiyaçların tükenmesine yol açtığı kaydedilmişti.
Gazze'nin, 1,1 milyonu çocuk olmak üzere 2,4 milyon insanın maruz kaldığı "soykırım, katliam ve yaygın açlık nedeniyle benzeri görülmemiş bir insani felakete doğru sürüklendiği" vurgulanmıştı.
"Dünya, Gazze'nin açlık ve soykırımla yok edilmesini hiçbir şey yapmadan izliyor." ifadesine yer verilen açıklamada, Filistin topraklarının bu bölgesinin "modern tarihin en büyük kitlesel katliamıyla" karşı karşıya olduğu belirtilmişti.
İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de katliam, açlık, yıkım ve zorla yerinden etmeye dayalı bir savaş yürütüyor. Uluslararası Adalet Divanı'nın bu saldırıları durdurmaya yönelik karar ve çağrılarını ise görmezden gelmeye devam ediyor.
ABD destekli bu soykırım sürecinde, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 199 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti veya yaralandı, 9 binden fazla kişi kayboldu. Yüz binlerce kişi evlerinden edildi ve artan kıtlık, çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açtı.
Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA)'nın sosyal medya platformu X hesabından yapılan kısa açıklamada, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü ablukayla yol açtığı açlık krizine dikkat çekildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"İsrail makamları Gazze'de sivilleri aç bırakıyor. Bu siviller arasında bir milyon çocuk var. Ablukanın kalkması gerekiyor, UNRWA'nın insani yardım olarak gıda ve ilaçları ulaştırmasına izin verilmelidir."
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından Gazze Şeridi'nin numaralandırılmış küçük bloklara bölündüğü ve "yasak bölgelerin" kırmızı renkle işaretlendiği yeni bir harita paylaştı.
Paylaşılan haritaya göre, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah'ta 130, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139 ve 2351 numaralı blokların derhal boşaltılması gerektiği tehdidinde bulunan Adraee, işaretli bölgelerdeki Filistinlilerden Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un Mevasi bölgesine gitmelerini istedi.
İsrail'in bombalarından kaçarak Deyr el-Belah'ta çadırlara sığınan Filistinlileri bölgeyi derhal terk etmeleri için tehdit eden Adraee, söz konusu bölgeye ilk defa geniş çaplı karadan saldırıların olacağına işaret etti.
Adraee, "İsrail ordusu, daha önce faaliyet göstermediği bölgelerde çalışmalar yürütmek için bu bölgedeki faaliyetlerinin alanını genişletiyor." ifadelerini kullandı.
Öte yandan İsrail devlet televizyonu KAN'da yayınlanan haberde, "İsrail ordusu, savaşı başlattığı günden beri ilk kez Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah sakinlerine bölgeyi terk etmeleri uyarısı yaptı." ifadelerine yer verildi.
KAN, "İsrailli esirlerin güvenliği için" ordunun bugüne kadar Deyr el-Belah bölgesine girmediğini öne sürdü.
İsrailli esir yakınları, yaptıkları açıklamada, saldırıların müzakereler için bir pazarlık aracı değil, esirlerin hayatını tehlikeye atacak bir adım olduğunu kaydetti.
İsrail ordusunun Deyr el-Belah'a yönelik yoğun saldırı başlatmasından endişe duyduklarını belirten esir yakınları, Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ordunun üst düzey yetkililerinden, saldırıların İsrailli esirlerin ölümüne neden olmayacağına ilişkin açıklama ve garanti talep etti.
İsrail'in tüm propaganda ve sahte vaatlerine karşın ailelerin "saldırıların genişletilmesinin ne anlama geldiğinin farkında olduğunu" belirten İsrailli esirlerin yakınları, Ağustos 2024'te 6 İsrailli esirin ordunun saldırısı sonucunda öldüğünü hatırlattı.
Merkezi Roma'da bulunan WFP, İsrail ordusunun dün Gazze Şeridi'nde yardım alabilmek için bekleyen Filistinlileri hedef aldığı ve 73 kişinin öldüğü, 150'den fazla kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin X platformu üzerindeki hesabından yazılı bir açıklama paylaştı.
Gazze'nin kuzeyindeki topluluklara hayati gıda yardımı ulaştırmak üzere 25 kamyonluk bir WFP konvoyunun, 20 Temmuz sabahı, İsrail'in kontrolündeki kuzeydeki Zikim Sınır Kapısı'ndan geçtiği belirtilen açıklamada, "Zikim kapısının ötesindeki son kontrol noktasını geçtikten kısa bir süre sonra konvoy, acilen ihtiyaç duyulan gıda kaynaklarına erişmek için çaresizce bekleyen büyük bir sivil kalabalığıyla karşılaştı. Konvoy yaklaşırken, çevredeki kalabalık İsrail tankları, keskin nişancılar ve diğer silah atışlarının hedefi oldu. Bu trajik olay nedeniyle derin endişe ve üzüntü içindeyiz." ifadeleri kullanıldı.
Olayda çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğine ve çok daha fazlasının da ciddi şekilde yaralandığına dikkat çekilen açıklamada, "Bu insanlar sadece kendileri ve aileleri için açlık sınırında hayatta kalabilecekleri yiyeceğe ulaşmaya çalışıyordu. Bu korkunç olay, Gazze'de yürütülen insani yardım operasyonlarının ne kadar tehlikeli koşullarda gerçekleştiğini bir kez daha ortaya koyuyor." değerlendirmesi yer aldı.
İsrail'in verdiği güvencelerin arkasında durmadığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bugünkü şiddet olayı, İsrail yetkililerinin insani yardım operasyon koşullarının iyileşeceğine dair teminatlarına rağmen gerçekleşti. Bu teminatlar, yardım konvoylarının güzergahlarında hiçbir aşamada silahlı kuvvetlerin bulunmayacağı ve müdahale etmeyeceği sözünü de içeriyordu. İnsani yardım konvoylarının yakınında veya üzerinde katiyen hiçbir silahlı grup bulunmamalıdır. Bu, çatışmanın tüm taraflarına defalarca iletilmiştir. İnsani misyonlar, yardım konvoyları ve gıda dağıtımları yakınındaki silahlı saldırılar derhal durdurulmalıdır. Yardım arayan sivillere yönelik herhangi bir şiddet kesinlikle kabul edilemez."
WFP'nin, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda hareket etmeye kararlı olduğu vurgulanana açıklamada, "Toplulukların bize güvenmesinin başlıca nedenlerinden biri de budur. WFP olarak, sivillerin ve hayat kurtarıcı yardımları ulaştıran tüm insani yardım çalışanlarının korunması çağrımızı yineliyoruz. Konvoylara eşlik eden ekiplerimiz, başkalarının hayatını kurtarmaya çalışırken kendi hayatlarını riske atmak zorunda kalmamalıdır. Bu temel koşullar sağlanmadan, Gazze Şeridi genelinde hayat kurtarıcı yardımları sunmamız mümkün değildir." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, Gazze'deki açlık krizine de dikkat çekilerek, "Gazze'deki açlık krizi daha önce görülmemiş boyutlara ulaştı. İnsanlar, insani yardıma ulaşamama nedeniyle ölüyor. Yetersiz beslenme artıyor. 90 bin kadın ve çocuk acil tedaviye ihtiyaç duyuyor. Her 3 kişiden 1'i günlerce hiçbir şey yemiyor. Gıda yardımı, çoğu insanın gıdaya erişmesinin tek yoludur çünkü yerel pazarda bir kilogramlık unun fiyatı 100 ABD dolarının üzerindedir." ifadeleri kullanıldı.
WFP açıklamasında, sadece gıda yardımının büyük ölçekte arttırılmasının; bu kötü gidişi durdurabileceği, halkın kaygılarını hafifletebileceği ve de toplulukların daha fazla yardımın yolda olduğuna dair güvenini yeniden inşa edebileceği belirtildi.
Açıklamada, Gazze için ateşkes çağrısı da yapılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Kararlaştırılmış bir ateşkes uzun zamandır gecikmiştir. Tüm rehineler serbest bırakılmalı ve insani yardım çalışanları; Gazze Şeridi'nin neresinde olurlarsa olsunlar, Gazze'deki sivillere hayati gıda yardımlarını tutarlı, öngörülebilir, düzenli ve güvenli bir şekilde ulaştırabilmelidir. WFP hazırdır. Yakın bölgelerde gıda stoklarımız, sahada deneyimli ekiplerimiz ve geniş çaplı müdahalelere yönelik kanıtlanmış sistemlerimiz var. Daha önce yaptık, yine yapabiliriz. Uluslararası toplumu ve tüm tarafları, Gazze'de açlık çeken halka hayat kurtarıcı gıda yardımının güvenli, engelsiz ve ulaşılabilir biçimde sağlanması için acilen harekete geçmeye ve destek olmaya çağırıyoruz."