Avrasya Bir Vakfı Gençlik Kolları Kurucu Başkanı Çağrı Batuhan Budak, Yenidünya gündemi`nin sorularını yanıtladı.

Yenidünya gündemi: Kurumsal olarak Türk milliyetçiliği 1912 yılında kurulmuş Türk Ocakları'nda çalışmalarını başlatmış olup kurucuları arasında dönemin en güçlü yazar, akademisyen, gazetecilerinin bulunduğu şahsiyetler vardı. Günümüz Türk milliyetçi gençliği o şahsiyetleri ne ölçüde tanır?

 “Türk milliyetçisi gençler, Türk Ocakları’nın kurucularını ve o dönemin fikir adamlarını yüzeysel olarak tanısa da, genel bilgi seviyesi derinlemesine değildir”

Çağrı Batuhan Budak: Türkiye’de milliyetçi gençlik içinde, özellikle Ülkücü ve Turancı çevrelerde, Ziya Gökalp gibi isimlerin tanınırlığı yüksek olsa da, Türk Ocakları’nın kurucuları arasında yer alan Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Hüseyinzade Ali Turan gibi şahsiyetler hakkında aynı seviyede bir bilinç olduğu söylenemez. Bu isimlerin çoğu, akademik çalışmalarla veya özel ilgi alanlarıyla ilgilenenler tarafından biliniyor. Türkiye’de resmi eğitim müfredatında Türk Ocakları ve kurucuları hakkında sınırlı bilgi verilmektedir. Milliyetçi gençlerin bu konularla ilgili bilgiye ulaşması, büyük oranda kendi araştırmalarına veya sivil toplum kuruluşları, dernekler ve özel yayınlara bağlıdır. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla, bazı milliyetçi çevreler bu isimleri gündeme getirse de, bu çaba genel olarak akademik derinlikten uzak kalabiliyor. Türk Ocakları’nın kurucularının çoğu aynı zamanda gazeteci, yazar ve akademisyendi. Mehmet Emin Yurdakul’un şiirleri veya Gökalp’in sosyolojik yaklaşımı bilinse de, Süleyman Nazif, Ahmet Ferit Tek veya Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi isimlerin eserleri ve fikirleri yeterince gün yüzüne çıkarılmış değil. Bu noktada milliyetçi düşünceyi besleyen edebi ve akademik kaynakların daha fazla işlenmesi gerekiyor.

Günümüzde milliyetçi hareketlerin büyük bölümü yakın tarihe, özellikle Cumhuriyet dönemi figürlerine (Alparslan Türkeş gibi) ve güncel siyasi gelişmelere odaklanıyor. Türk milliyetçiliğinin Osmanlı’nın son dönemindeki entelektüel temellerine, Jöntürk hareketiyle olan bağlantısına ve Türk Ocakları’nın misyonuna dair bilgiler daha çok akademik çalışmalarla sınırlı kalıyor. Türk milliyetçisi gençler, Türk Ocakları’nın kurucularını ve o dönemin fikir adamlarını yüzeysel olarak tanısa da, genel bilgi seviyesi derinlemesine değildir. Bunun temel sebepleri arasında eğitim sistemindeki eksiklikler, günümüz milliyetçi söyleminin daha çok yakın dönem olaylarına odaklanması ve tarihsel okumaların sınırlı kalması sayılabilir. Ancak, son yıllarda milliyetçi düşüncenin köklerine dönme eğiliminde artış olduğu ve sosyal medyanın bu konuda bir bilinç oluşturma aracı olarak kullanılmaya başlandığı da söylenebilir. Biz elimizden geldiği kadar abide şahsiyetleri, milli meselelerimizi ve doktrin oluşturucularımızı öne çıkarmaya ve gençlerimize aktarmaya çalışıyoruz. 

Yenidünya gündemi: Senelerce MHP genel kurullarını izlediğimde baştan sona kadar gençlerin "Ya Allah, Bismillah, Allahü Ekber söylediğime tanık olmuştum. Gençlik günümüzde eski Türk yazılı anıtlarına, Dedem Korkudun kitabı'na, Kutadgu Bilig'e, Muhammed Fuzûlî'ye ne ölçüde vakıftır? Bu Vatan Kimin şiirinin yazarı Orhan Şaik Gökyay'ı tanır mı gençlik?

“Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin?” şiiri, milliyetçi çevrelerde sıkça okunur ve paylaşılır. Ancak, Gökyay’ın bir akademisyen, edebiyat tarihçisi ve özellikle halk edebiyatına katkıları açısından tanınması sınırlıdır”

Çağrı Batuhan Budak: Genç milliyetçilerin Orhun Yazıtları, Kutadgu Bilig, Divânu Lügati’t-Türk ve Dede Korkut Kitabı gibi eserlere ne kadar hâkim olduğu, bireysel ilgiye ve eğitimin yönlendirmesine bağlıdır. Milliyetçi çevrelerde bu eserler sıkça referans gösterilse de, çoğu genç için bunlar slogan düzeyinde kalmaktadır. Örneğin: Orhun Yazıtları denildiğinde, Bilge Kağan’ın “Ey Türk titre ve kendine dön!” sözleri bilinse de, yazıtların tamamı veya içerdikleri devlet yönetimi felsefesi hakkında derinlemesine bilgi sahibi olan genç sayısı sınırlıdır. Kutadgu Bilig’in Yusuf Has Hacib tarafından yazıldığı ve bir siyasetname olduğu bilinir ama eserin içeriğine dair detaylı bilgiye sahip olan kişi sayısı azdır. Dede Korkut  Kitabı bazı hikâyeleriyle milliyetçi gençler arasında bilinse de, bu hikâyelerin derin anlamları ve Türk toplum yapısına etkisi pek tartışılmaz. Bu eserler, akademik çevrelerde veya Türkoloji bölümlerinde detaylı şekilde incelenirken, popüler milliyetçi söylem içinde daha çok birer sembol olarak kullanılmaktadır. Klasik Türk edebiyatı, milliyetçi söylem içinde Osmanlı’ya yönelik bakış açısına göre farklı şekillerde ele alınmaktadır. Muhammed Fuzûlî, özellikle aşk ve ilahi aşk temalı şiirleriyle bilinse de, milliyetçi gençlik içinde onun eserlerine derinlemesine nüfuz edenlerin oranı düşüktür. “Su Kasidesi” gibi eserleri edebiyat derslerinde görülse de, Fuzûlî’nin dil ve edebiyat dünyasındaki yeri, milliyetçi gençler arasında pek fazla tartışılmaz. Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin?” şiiri, milliyetçi çevrelerde sıkça okunur ve paylaşılır. Ancak, Gökyay’ın bir akademisyen, edebiyat tarihçisi ve özellikle halk edebiyatına katkıları açısından tanınması sınırlıdır. Genellikle, sadece şiiriyle bilinir; onun araştırmacı kimliği, Türk halk şiiri ve destanlarına olan ilgisi çok fazla gündeme gelmez. 

Günümüz milliyetçi gençliği, eski Türk eserlerini ve bazı edebi şahsiyetleri belirli ölçüde tanımaktadır. Ancak, bu tanıma genellikle yüzeyseldir ve derin akademik okumalarla desteklenmez. Bunun temel nedenleri: Eğitim sisteminde bu eserlerin yeterince işlenmemesi, milliyetçi çevrelerde daha çok yakın tarih ve güncel meselelerin öne çıkarılması, sosyal medyanın kısa ve sloganvari içeriklere yönlendirmesi, Klasik Türk Edebiyatı ve eski Türk tarihine yönelik ilginin dar bir entelektüel çevreyle sınırlı kalmasıdır. Bu bağlamda, milliyetçi gençliğin geçmişe olan ilgisi artırılmalı ve bu eserler sadece sembollerle değil, içerikleriyle de ele alınmalıdır.

Yenidünya gündemi:  Türk milliyetçi gençliğinin bilime ve sanata ilgisi: resim sergilerini, opera konserlerini, farklı kültürel gelişmeleri takip ediyorlar mı?

“Bilimsel yayınlara ve araştırmalara katılıma baktığımızda; genel olarak bilimsel araştırmalara ve akademik yayınlara katılım düzeyi milliyetçi gençler arasında sınırlıdır”

Çağrı Batuhan Budak: Türk milliyetçiliği tarih boyunca bilim ve akademiye büyük önem vermiştir. Ancak günümüz milliyetçi gençliği içinde bilime yönelik ilginin ne ölçüde olduğu tartışmalıdır. Pozitif bilimler ve teknolojiye ilginin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Mühendislik, yazılım ve savunma sanayi gibi alanlarda milliyetçi gençlerin ilgisi oldukça yüksektir. Özellikle ASELSAN, TUSAŞ, BAYKAR gibi milli savunma ve teknoloji firmalarına duyulan destek ve hayranlık bunun göstergesidir. Sosyal bilimler içerisinde tarih, edebiyat, siyaset bilimi gibi alanlarda milliyetçi gençler arasında belirgin bir ilgi vardır. Ancak bu ilginin akademik düzeyde ne kadar derinleştiği tartışmalıdır. Bilimsel yayınlara ve araştırmalara katılıma baktığımızda; genel olarak bilimsel araştırmalara ve akademik yayınlara katılım düzeyi milliyetçi gençler arasında sınırlıdır. Çoğu, popüler tarih ve kültürel anlatılar üzerinden bilgi edinmeyi tercih etmektedir. Sanat alanında, milliyetçi gençlerin ilgisi daha çok geleneksel ve milli değerlere dayalı sanat formlarına yöneliktir. Ancak opera, klasik müzik, modern sanat sergileri gibi alanlarda genel olarak düşük bir katılım söz konusudur. Türk milliyetçi gençlerimiz, klasik Türk minyatürü, hat sanatı gibi geleneksel sanatlara az düzeyde ilgi gösterebilirken, çağdaş sanat sergilerine olan ilgisi oldukça sınırlıdır. Bunun temel nedeni, modern sanatın bazen "Batı etkisi" veya "milli değerlerden uzak" olarak algılanmasıdır. Operaya ve Batı klasik müziğine yönelik ilgi, milliyetçi çevrelerde genellikle düşük düzeydedir. Ancak, Mehter müziği, Türk Halk Müziği ve Osmanlı-Türk sanat müziğine ilgi daha belirgindir.

Milliyetçi gençler arasında edebiyat ve şiire yönelik ilgi yüksektir. Milliyetçi ruhun gıdası şüphesiz romanlar, şiirler ve marşlardır. Ancak bu ilgi daha çok Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Hüseyin Nihal Atsız gibi isimlere odaklanmaktadır. Modern edebiyat, postmodern anlatılar veya farklı edebi akımlara olan ilgi ise daha düşüktür. Dünya görüşünün genişlemesi, ufukların açılması açısından dünya klasikleri ve felsefi eserlere önem vermek yararlı olacaktır. Platon’un “Devlet” eserini okumadıkça ideolojik farkındalığınız eksik kalır. Milliyetçi gençler, tarih temalı filmler ve dizilere büyük ilgi gösterirken, modern tiyatroya ve sanat filmlerine yönelik ilgileri sınırlıdır. Örneğin, Diriliş: Ertuğrul gibi yapımlar milliyetçi kesimler tarafından yoğun ilgiyle takip edilirken, çağdaş tiyatro eserleri veya alternatif sinema pek ilgi görmemektedir.

Türk milliyetçileri, Türk kültürünün farklı yönleriyle ilgilenme konusunda genellikle seçici davranmaktadır. Türk dünyası ve Türk mitolojisi gibi konular son yıllarda popülerleşse de, farklı kültürlerden gelen sanat ve bilim insanlarının eserlerine yönelik ilgi daha düşük seviyededir. Yabancı edebiyat, sinema ve sanat akımlarına yönelik mesafeli bir yaklaşım benimsenebilmektedir.

Genel olarak Türk milliyetçi gençliği, bilim ve sanat konusunda belirli alanlara yoğunlaşırken, geniş perspektifli bir sanat ve bilim merakına sahip gençlerin sayısı sınırlıdır. Geleneksel ve milli değerlere dayalı sanat dalları daha çok benimsenirken, Batı kaynaklı veya modern sanat akımları genellikle ihmal edilmektedir. Bilim konusunda ise teknoloji, savunma sanayi ve mühendislik alanlarında belirgin bir ilgi varken, temel bilimler ve akademik araştırmalara yönelim daha sınırlıdır. Bunun değişmesi ve milliyetçi gençlerin sanata ve bilime daha geniş perspektiften bakabilmesi için eğitim, kültürel farkındalık ve entelektüel gelişimin destekleneceği çalışmalara önem veriyoruz.

Yenidünya gündemi: Türk milliyetçi gençliğinin medyaya ilgisi ve ilişkileri, kendi yayınları var mı, dünyayı ne ölçüde takip ediyorlar?

“Türk milliyetçi gençliği medyayı aktif olarak takip etmekte ve kendi medya araçlarını yaratmış olsa da, dünya olaylarını daha geniş bir perspektiften ele almak ve sanat, bilim, felsefe gibi alanlarda derinleşmek için daha fazla entelektüel çaba gerekmektedir”

Çağrı Batuhan Budak: Türk milliyetçi gençliği, medya ile güçlü bir ilişki içerisindedir. Ancak, bu ilgi ve ilişki daha çok belirli mecralar üzerinden şekillenmektedir. Geleneksel basın, sosyal medya ve dijital platformlar, milliyetçi gençlerin dünya ile kurduğu iletişimde önemli rol oynamaktadır. Türk milliyetçileri, haberleri ve gündemi takip etmek için genellikle sosyal medya, YouTube kanalları, haber siteleri ve milliyetçi yayın organlarını kullanmaktadır. Türk Yurdu Dergisi gibi köklü milliyetçi yayınlar uzun yıllardır yayındadır. Ötüken Neşriyat gibi yayınevleri, milliyetçi ve Türkçü eserleri basarak bu görüşü destekleyen literatürü canlı tutmaktadır. Türk Ocakları ve Ülkü Ocakları'nın çıkardığı dergiler özellikle belirli dönemlerde milliyetçi fikirleri gençler arasında yaygınlaştırmıştır. Avrasya Bir Vakfı Gençlik Merkezi olarak 2023 yılı itibariyle Türk’ün Dergisi adıyla çıkardığımız yayın vasıtasıyla bizler de gençlerimize ulaşıyoruz. Dergimizde gençlerimize yazma imkanı vererek yayıncılık faaliyetlerinin yeni kuşaklara aktarılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Türk milliyetçi gençliği, kendi medya organlarını oluşturmuş ve belirli haber kaynaklarını takip etmektedir. Geleneksel medya yerine dijital platformlar ve sosyal medya daha fazla tercih edilmektedir. Dünya siyaseti, Türk dünyası ve savunma sanayii gibi konular ilgiyle takip edilmekte, ancak sanat, bilim ve kültürel gelişmelere olan ilgi daha sınırlı kalmaktadır. Batı medyasına ve liberal görüşlü basına eleştirel bakış açıları yaygındır. Vakfımızın alt yapısı gereğince think tank kültürüyle hareket ettiğimizden uluslararası haber kaynaklarını takip ediyor ve değerlendirmeler yapıyoruz. Bu kültürü mümkün olduğunca gençlerimize aktarmaya çalışıyoruz.

Sonuç olarak, Türk milliyetçi gençliği medyayı aktif olarak takip etmekte ve kendi medya araçlarını yaratmış olsa da, dünya olaylarını daha geniş bir perspektiften ele almak ve sanat, bilim, felsefe gibi alanlarda derinleşmek için daha fazla entelektüel çaba gerekmektedir.

Yenidünya gündemi:  Başında bulunduğunuz Avrasya Bir Vakfı Gençlik Kolları çalışmalarına ilişkin neler söylemek isterdiniz? Planlarınız nelerdir?

 “Bütün ümidim gençliktedir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına sahip çıkıyor ve onun ilkeleri doğrultusunda hareket etmeye özen gösteriyoruz”

Çağrı Batuhan Budak: Kurucu başkanı olduğum Gençlik Merkezimizin kuruluş amacı, think tank kültürünün gelecek kuşaklara aktarılması, milli meselelere gençlerin ilgisinin arttırılması, yayıncılık ve akademik çalışma faaliyetlerinin lise çağlarına kadar indirilebilmesi, Türk dünyası gençlerinin ilişkiler ağının kuvvetlendirilmesi ve siyaset üstü politik görüşlerin gençler arasından çıkmasını sağlamaktır. Amaçlarımız doğrultusunda gençlik teşkilatı kurduk ve hukuk, tıp, kültürel miras, tarih, yazılım, edebiyat, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve ticaret alanlarında uzmanlaşma yolunda olan arkadaşlarımızla çalışmalarımıza aktif bir şekilde devam etmekteyiz. Irak, KKTC, Batı Trakya, Rusya ve İran masalarımızı kurarak güncel raporlama, analiz ve saha çalışmaları yapıyoruz. Bunlardan başka birçok bölgeye yönelik masalarımızı kurma çalışmalarımıza devam ediyoruz. KKTC’de Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler ve bürokratlar ile bir araya gelerek istişareler gerçekleştirdik. Yine aynı şekilde Batı Trakya Gümülcine’de müftülerimiz dahil olmak üzere STK başkanları ve yönetimleri ile bir araya gelerek Batı Trakya Türklüğünün geleceği üzerine istişarelerde bulunduk. Macaristan’da Hun-Türk Kurultayı’nda Türk Dünyasının temsilcileri ile hemhal olduk. Öğrenci burslarımız ile gençlerimizin öğrenim hayatına katkıda bulunuyor, başarılarının artması için destek veriyoruz. “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarı ile hareket ediyor, geleceğin güçlü Türkiye’si, söz sahibi Türk dünyası için elimizden geleni yapıyoruz. 32 yıllık geçmişi olan Avrasya Dosyası isimli hakemli akademik dergimize gençlerin katkısını sağlıyor ve onlarca yıl daha yayın hayatına devam etmesini arzuluyoruz. “Bütün ümidim gençliktedir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına sahip çıkıyor ve onun ilkeleri doğrultusunda hareket etmeye özen gösteriyoruz. Önümüzdeki yüzyılda Türk milletinin öncülüğünde barış ve huzur içerisinde bir dünya hedefine sımsıkı sarılıyor, var gücümüzle geleceğe yürüyoruz.