Ege´nin iki yakasında yer alan batı kıyılarıyla Türkiye, bölgeyi yalnızca Yunanistan ile ilişkilendirmeyi bırakmanın zamanının geldiğini söylüyor . Geçen Aralık ayında, TurkAegean teriminin ticari markası için AB´nin fikri mülkiyet ofisine talepte bulundu.
Geçen hafta kamuoyuna açıklanan başvurunun onaylanması, Yunan siyasileri hazırlıksız yakaladı. Yunanistan başbakanı Kyriakos Miçotakis, “Bazı insanlar… oldukça basit, işlerini iyi yapmadılar” dedi.
Kültürlerinin gasp edildiğine dair çığlıklar arasında Yunan yetkililer saldırıya geçti. Miçotakis, geçen hafta Madrid´de düzenlenen NATO zirvesinin sonunda gazetecilere şaşkınlıkla verdiği demeçte, 'Hükümet bu gelişmeyle başa çıkmak için her türlü yasal olasılığı tüketecek' dedi.
Antik Yunan adı, Atina´yı kuran efsanevi kral Theseus´un babası olan Aegeus´tan türetilen, Ege´nin Helen mirası nadiren tartışıldı - iki Nato rakibi denizdeki toprak egemenliği meseleleri üzerinde uzun süre tartışmış olsalar bile.
Bölgede Türk iddiaları artarken, Yunanistan´ın AB´nin üst düzey yetkilisi Avrupa Komisyonu başkan yardımcısı Margaritis Schinas kararın gözden geçirilmesini istedi. Schinas, iç pazarlardan sorumlu meslektaşı Thierry Breton´a yazdığı kısa ve öz bir mektupta, Ankara´nın bu terimi turizm kampanyasında kullanma talebini gerektiği gibi duyurmadığı için AB kurumunu azarladı.
Türkiye´nin “mutluluk sahili” olarak adlandırdığı yerin reklamlarında baskın olan TurkAegean sloganı, son günlerde bir intikam duygusuyla ortaya atıldı ve Yunanlıları daha da kızdırdı.
Ülkenin kültür ve turizm bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Financial Times´a verdiği demeçte, antik Truva ve liman kenti Efes´in de içinde bulunduğu harabelerin bulunduğu bir bölgeye atıfta bulunarak, “Türkiye Ege, Türkiye´nin sunduğu en seçkin bölgelerden biridir” dedi. bir zamanlar Yunanlılar tarafından Akdeniz´in en önemli ticaret merkezi olarak görülüyordu.
Berrak mavi sularla sarılmış kıyıları, MÖ 2. yüzyıla kadar uzanan sayısız tarihi yeri ve parıldayan güneşi içinize çekmek için pastoral kumsalları ile övünmektedir.
Yakınlaşma savunucuları, TurkAegean´ın açıkça ortaya koyduğu şeye dikkat çekiyor: muhteşem kıyı şeridinden müzik ve yemeğe kadar iki ülkenin inanmak istediklerinden daha fazla ortak noktası var.
Ancak kampanya aynı zamanda tarihi düşmanlar arasında Ege Denizi´ndeki karşıt iddiaları, doğu Akdeniz´de maden aramaları ve savaşla bölünmüş Kıbrıs´ta artan gerilimi de takip ediyor. Daha da endişe verici olanı, diplomatik kanallar aracılığıyla iletişimin neredeyse tamamen kopmuş olmasıdır. Cuma günü, Madrid´deki Nato zirvesinin ardından yumuşama umutları, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın “kendini toparlayana” kadar Miçotakis ile görüşmeyeceğini yineledikten sonra dramatik bir şekilde azaldı. Mayıs ayında Erdoğan, Yunan liderin ABD Kongresi´nde yaptığı konuşmada Washington´a Türkiye´ye F-16 savaş uçağı satmama çağrısı yapmasının ardından Miçotakis ile bağlarını keseceğini açıklamıştı.
Ankara, Atina´yı uluslararası anlaşmalara aykırı olarak Türkiye kıyılarına yakın adaları kasten askerileştirmekle suçladı. Türkiye´nin dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Atina´da görev yapan AB diplomatları arasında daha fazla endişeye yol açan bir hareketle geçen ay, askerlerin geri çekilmemesi halinde Türkiye´nin Yunanistan´ın doğu adalarının statüsüne meydan okuyacağı konusunda uyardı.
Atina, Türk savaş uçaklarının tekrarlanan hava saldırılarına ve karasularının genişletilmesi durumunda Ankara´nın uzun süredir devam eden savaş tehdidine dikkat çekerek, kendi topraklarında kendini savunma hakkına sahip olduğunu savunuyor. Erdoğan, Atina´nın askeri yenilgisiyle sonuçlanan 1919-22 Yunan-Türk savaşını defalarca hatırlatarak, 100 yıl sonra Yunanistan´ın bir kez daha “pişman olacağı” bir kavgaya tutuşmaması gerektiğini söyledi.
Yunan politikacılar, Ankara´nın TürkEge kampanyasının, zor durumdaki Türk cumhurbaşkanının 2023 seçimlerine giden yolda izlediği strateji bağlamında görülmesi gerektiğini söyledi.
Eski dışişleri bakanı ve solcu Syriza milletvekili George Katrougalos, 'Bu sadece masum bir reklam değil, Ege´deki Yunan adaları üzerindeki egemenliğimizi ve deniz ekonomik bölgelerindeki haklarımızı nihayetinde sorgulamak için kullanılan başka bir argüman' dedi. “Ege´de kıyıları olduğunu söylüyorlarsa, bu elbette coğrafi olarak doğru. Ancak bu terim, propagandalarının bir sonucu olarak, Ege´nin tamamının veya çoğunun Türk olduğunu ve bunun açıkça yanlış olduğunu ima ediyor.”
Yunanistan´ın da Eylül ayı gibi erken bir tarihte genel seçim olasılığıyla karşı karşıya kalmasıyla analistler, gerilimlerin kasten veya kazara askeri bir çatışmaya dönüşebileceğini göz ardı etmediler.
American College of Greece´de uluslararası ilişkiler profesörü Constantinos Filis, “Ege´deki Türk iddialarında çok agresif, neredeyse kıyamet gibi bir yükseltme var” dedi. Sanki Türkiye uluslararası seyirciyi ileride nelerin olabileceğine hazırlıyor” dedi.